Nasıl ölebilirim diye içinden geçiriyor yine. Bir türlü cevabını verememesi yüzünden hala hayatta olması kendisine kızmasına neden oluyor. "Ölmek için güçlü olmam gerekiyorsa eğer yaşamak için pek bir şey yapmamam güçsüzlüğümden midir?" diye geçiriyor aklından. Sonra yine siktir ediyor, kendisine fayda sağlamak için oluşturduğu yalnızlığa dem vurur gibi. Kendisiyle uzun zamandır baş başa ve hepsi bu. Bazen konuşmak için karşısına geçtiği ayna karşısında hep aynı sesleri duymaktan, hep aynı mekanı düşünmekten, hep aynı zamanda kaybolmaktan sıkılmış gibi bir hali var. Biri gelse değiştirebilir cümlesini kullanıp, mucizelere inanan aptal insanlar gibi bir hayalin peşine düştü aklı. Ona bu düşüncenin güçsüzlük olduğunu söyleyecek hiç kimsesi yoktu. Yarın bir gün hatasının farkına vardığında keşke insanlar beni kaybetmeseydi diyecek. Büyük ihtimalle yine sigarasını alıp, ayna karşısına geçip, bir mum yakmakla öfkesini dindirmeye çalışan insanlara olan öfkesini dindirebilmek için dünyayı yakmakla ilgili düşüncelerin zevkinde kaybedecek kendini. Her zaman bulmaya çalıştığı kişinin kendisi olduğunu o zaman anlayacak. Eminim yarın yine ölümlerden bahsedecek. Bir can vermenin sıradanlaştığı dünyanın insanlarına kızmakla edecek kahvaltısını. Öğlen saatlerinde elindeki kahveden her yudum aldığından ölen bir insan var deyip üzülecek... Ama diğer insanlar gibi, kendi yok olmasının hiçbir anlam ifade etmeyeceği gerçekliğine.

0 yorum:

Yorum Gönder