Masumiyet

 İkimiz bir yatakta, ben ne yapacağından habersiz, tedirginim. Masumiyeti aramadan bulduğum cümlelerine güvendiğim adamın, ona sırtımı dönüşüme serzenişte bulunmasını beklemezdim. Korkum git gide büyüdüğünde, o sessizce yanımda yatıyordu. Sessizliğini boğazını temizlemesiyle bozdu. Bir şeyler demeyi denedi, başaramadı. Bir sigara yaktı. Çıkardığı seslerden ne yaptığını tahmin etmeye çalışırken, masumiyetini gözümde yok ettiğim adamın bir iç çekişle başlayan cümlelerine yenildim. 

 "Ben hiçbir zaman bir kadının koynunda dinlenemedim. Anlayamıyorum... kadınların bedenlerinde mi edepsizlik, yoksa erkeklerin zihniyetinde mi? Benim istediğim tek şey sarılmak. Söyler misin, bunun için de evlenmemiz gerekiyor mu? Birbirine sarılan kalplerin güzelliğini, birbirine sarılamayan bedenlerle yok etmiyor muyuz? Senin tenin benim umrumda değil. Zerresi gözümde tanrının gözündeki ben gibi, değersiz. Ama kolların benim hayallerimi, gücünü insanların ağırlaştırdığı ideolojimi taşır. Sar beni ve bir dünyanın bir insana büyük geldiğine inandır. Eğer sarılmayacaksan dünya benim gözümde daha da büyüyecek. Kim bilir biraz önce neler düşünüyordun benim hakkımda. Beni diğerlerine benzettiğini söylesen anında inanırım. Çünkü sen yağmur yağdığında yağmuru izleyenlerdensin. Bense yağmurun neleri ıslattığıyla ilgileniyorum.