Takvim yaprakları çok hızlı dökülmüş, seneler öncesinden bugüne kestirme yollardan gelmişiz gibi.Durduğumuz duraklar olmuş, yaşadığımız acıları düşününce çok fazla dinlenmişiz.Hatırlıyorum, bir durağın önünden bir kaç kez geçmişiz.O yüzden tanıdık geliyor bazı acılar, tatları aynı.Tanımlayamadığım acıların içine gömüldüğüm zamanlar oldu.Girdiğim bu yanlış sokaklar bazen başka bir sokağa çıkmıyordu.Çıkmaz sokaklarda yapmam gereken tek şey duvarlar yıkmak oldu.Geriye dönemezdim.O enkazın altında en çok zaman ezildi.Senin ezberinde olmayan kırışıklıklardan görebilirsin.Bunun için yüzüme bir kez daha bakman gerekir.Susuz kaldığım, aç kaldığım gönüllerde yaşadığım geçim sıkınlarında, gözlerimden akan yaşların tadına baktığımı hatırlıyorum.Bir kaç kez kapı dışarı edildiğimi de.En başında kendimi yabancı hissettiğim insanları bugün hatırlamıyorum.Belki de olgunlaşmama neden olan şeylere en fazla mirası bırakanlar arasında onlardan bir kaçı var vardı.Ama ben bilmiyorum.
Çok fazla acılar yaşadım.Zaman geçti alıştığımı hissettiğimle kaldım ve daha sonra hiçbir şey hissetmedim.Yani hissettiğim acılara bir yenisi hiç eklenmedi.Güzel şeyler oldu bazı zamanlar.Ama süreleri kısaydı.Diyeceğim şu ki, hayatımın ne güftesi bozuldu, ne de şirazesi.Çünkü hep aynı ağırlıktaydı hepsi, aynı şeylerdi.Farklı isimleri olsa da aynı yere çıkıyordu.Küçücük penceresinden tüm evreni gözetleyen, küçücük kalbinde kocaman bir aşkı taşımak isteyen biriydim.Ama zaman benim için fazlasıyla hızlıydı.
Hayatımda bir mutluluk filizlensin isterdim hep, canımı yakan insanların bahçelerinden meyveler yerdim.Kimisi güneşimi kapatır, kimisi suyumu kirletirdi.Biri tutsaydı ellerimden, gözümdeki karanlık çağı bitirseydi eğer ben de bakabilirdim göğe.Oluyormuş gibi oldu, ama hiç olmadı.Bulamadı sonrasında beni bulmak isteyenler.Hiçbir zaman değişmeyecek bir adım attım sonunda.Ne sokağım olacaktı ne de adresim.Bunu istiyordum çünkü benim de güzel olacağım bir yer olmalıydı.Belirlediğim hedeflerin olumsuz sonlarında ölü doğmuş çocuğuna isim koymuş bir anne çaresizliği.İki ihtimali var sanıyordum hep olumsuz biten güzel hayallerin.Bir ihtimale ses ver dediklerim gözlerime yaşlar bıraktı.Benim için dünya milyonlarca belki ile doluydu.Bazen belkiler, reddedilemeyecek bir anne kucağı sunar.Bir insanın sıcacık sarılmalarında yer çekimine yenilmeyi sever gibi gözyaşlarım, süzülürdü yanaklarımdan.Bazen sadece tek bir gözyaşı dökerdim yanaklarımdan, sakallarımın arasında kaybolurdu.Kimse ağladığı anlamazdı.İnsan, insanın yarası olmaktan hiç sıkılmadı, hep zevk duydu.Ama ben en sonunda yakamdan tuttum ve kendimi silkeledim.
Yıllarca hayal ettim.Bir gün son bulunca geçmişi düşünmelerim, umursamaz biri olursam eğer yazacaktım.Ne ile dolduysam, ne ile ağladıysam, ne ile ağlayamadıysam yazmak için.Her şeyin nedenini öğrendiğimde, cevabını bilmediğim sorulara cevap verebildiğimde son kez yazmak için.Her şeyin nedenini birer birer ve eksiksiz bir şekilde dökecek ve kurtulacaktım.Belki bu sıfırdan başlamama neden olacaktı, belki de daha da derinine çökecektim insanların, sırf benim için açtıkları çukurların.Çoğu kez kalemi elime aldım ama hep bir eksikliği vardı.Bense fazlalığına takılmıştım; bir türlü vazgeçemediğim kadına.Tek bir adım dahil atamadığım, ama adımıyla her şeyden vazgeçip ona doğru koştuğum bir kadın vardı.Anlatması uzun, hayal etmesi derin ve acı olur.Zaman geçtikçe inandığım ihtimalden vazgeçip, bir daha olmayacağı ihtimali kabul ettim.Sonra unutmaya başladım.Kim bilir, belki de çok fazla düşünüp hatırlamak yerine, onu son bir defa görmem gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder